Sizden ricam yazımın başlığına bakıp Play-off eleştirisi yapacağımı zannetmeyin. Zaten sistem en büyük eleştiriyi kendine yapmış; birileri oynuyor, diğerleri izliyor ben daha ne diyeyim…
Futbol doğrular sporu değil, en azından maç özelinde. Rakibiniz sahada yapılamayacak bütün işleri yapsa bile siz topu rakip kaleye sokamazsanız maç 0-0 biter. Üstüne durduk yerde Duran Top’tan bir gol yerseniz, inanılamayacak maç skorları ortaya çıkabilir. 95-96 yılında oynanan Trabzonspor – Vanspor maçı bunun en tipik örneğidir benim gördüğüm. bkz. Trabzospor Vanspor
İşte bu maç içi anormali dengesizlikler denk takımlar arasında ise daha sık tekrarlanabiliyor. Maça ne kadar iyi başlarsanız başlayın, rakibinizi sindirin, sağlı sollu ataklar yapın tek bir duran top,uzaktan şut sizi mağlup duruma düşürür hatta maçı kaybettirir. Bence futboldaki gerçek saf yetenek bu tür bir özelliktir; Skoru doğrudan değiştirebilmek.** Teknik Direktörlerin ise bazı saf yetenekler ile sorun yaşamalarının sebebi budur; bazen onlar o kadar kötü oynarlar ki siz onları oyundan çıkaramazsınız. Geldik mi Alex’e…
Geçtiğimiz gün oynanan Kayserispor – Fenerbahçe maçına 4-3-3 ile başladı Aykut Kocaman. İki sezondur Fenerbahce içinde ( böyle insanlar tanıyorum ) ve dışında ( bunları herkes tanıyordur ) bulunan Alex Karşıtları Stoch -Sow/Niang – Dia üçlüsünün kullanılmasını ve Alex’in işlerden yavaş yavaş ayağını çekmesini istiyorlar. Belli ölçülerde haklılar ve Aykut Kocaman’ın da onlardan çok da farklı düşünmüyordur. Buna rağmen hala Alex’in ısrarla kullanılmasının sırrı ise yine Alex’de saklı. Brezilyalı sadece bir tek anda bir maçın kaderini öyle bir değiştirebiliyor ki hiçbir teknik adam ondan vazgeçemiyor hatta ne kadar kötü olursa olsun oyundan bile çıkaramıyor. Ve o da takımına sezonda çokça kez gitti denilen maçları tabirimi mazur görün ” hoop ” diye getiriyor. Geldik mi Play -off’a..
Bu yüzden 6 haftada 24 kere Alex,Quaresma,Burak Yılmaz, Selçuk İnan, Moussa Sow, Manuel Fernandes, Olcan Adın’ın oynayacağı Play-off için şimdiden konuşmak biraz abesle iştigal. Hepsi hepsini her sahada yenebilecek düzeyde olan bu 4 takım için konuşulması gereken tek şey gelecek. Yoksa 1 ay sonra başarılı olan fazla abartılacak başarısız olan ise yersiz eleştirilecek o kadar. Ya sahaya atılanlar****, ya milyon dolar borçlar, 30 bin kişinin ettiği küfürler, kavgalar ; asıl tartışılması gereken bunlar.. Dediğim gibi bazıları play – bazıları off… artık siz ne anlarsanız…
** Her yeteneli oyuncu ” kaliteli ” oyuncu değildir, tıpkı her zeki öğrencinin başarılı olamayacağı gibi.
**** Ben küfür eden, sahaya yabancı madde atan taraftar kim olursa olsun yenilsin isterim. Bilirim ki taraftara en büyük ceza yenildiği maçtan sonra eve dönerken yaşadığı o mağlubiyet duygusudur. Sizi de bunu paylaşmaya çağırıyorum.
Saygılarımla,